vicinity

1 - When the British government announced the introduction of Concorde flights, there was a great deal of opposition from environmental groups, who even tried to block several major roads in the vicinity of the airport.
İngiliz hükümeti Concorde uçuşlarının duyurulduğunda, çevre gruplarından büyük bir karşıtlık oldu, hatta havaalanının yakınındaki birkaç ana yolu tıkamaya çalıştılar.

2 - The trees which the farmers living in the vicinity of the town planted five years ago are likely to bear much fruit this year.
Kasaba yakınlarında yaşayan çiftçilerin beş yıl önce diktiği ağaçların bu yıl çok meyve verebileceği muhtemeldir.

3 - A metropolitan area consists of a central city and any suburban areas in its vicinity.
Bir metropol alan, merkezi bir şehir ve çevresindeki banliyö alanlarından oluşur.