settle

1 - According to court documents, the pair has entered into arrangements with criminal and civil authorities to settle the charges.
Mahkeme belgelerine göre, çift suçlayıcı ve sivil otoritelerle anlaşma yapmak üzere anlaşmaya varmıştır.

2 - In an attempt to settle the question of whether ice exists on the moon, NASA plans to launch the Lunar Reconnaissance Orbiter (LRO) in 2008.
Ay'da buzun var olup olmadığı sorusunu çözmek için NASA, Lunar Reconnaissance Orbiter (LRO) adlı aracı 2008'de fırlatmayı planlıyor.

3 - Local government authorities in the towns where refugees settle take a strong interest in helping them adapt to their new environment.
Mültecilerin yerleştiği kasabalardaki yerel yönetim otoriteleri, onların yeni çevreye uyum sağlamalarına yardım etmeye büyük ilgi göstermektedir.