reject

1 - The evidence provided by the study clearly supports our hypothesis and rejects the alternative hypothesis.
Çalışma tarafından sağlanan kanıt açıkça hipotezimizi destekliyor ve alternatif hipotezi reddediyor.

2 - Cloning may some day allow doctors to transplant organs into patients without their bodies rejecting the organ as a foreign object.
Klonlama, belki de bir gün doktorlara organları hastalara nakletmelerine olanak tanıyacak ve hastaların bedenlerinin organı yabancı bir cisim olarak reddetmesini engelleyecektir.

3 - Scientists have found a way to overcome the problem of the human body rejecting animal parts used in transplants.
Bilim insanları, nakillerde kullanılan hayvan parçalarının insan bedenince reddedilmesi sorununu aşmanın bir yolunu buldular.