potent

1 - The great works of Latin literature have exerted a potent influence on European thought and literary taste through the centuries and still form an important element in our common culture.
Latin edebiyatının büyük eserleri, yüzyıllar boyunca Avrupa düşüncesine ve edebi zevklere güçlü bir etki yapmış ve hala ortak kültürümüzde önemli bir unsur oluşturuyor.

2 - Thanks to a potent combination of advancing technology and government incentives, renewable energy may finally be coming of age.
İlerleyen teknoloji ve hükümet teşviklerinin güçlü bir kombinasyonu sayesinde, yenilenebilir enerji nihayet olgunlaşabilir.

3 - The nicotine found in tobacco is a potent drug and smokers, and even some scientists, say it offers certain benefits.
Tütünde bulunan nikotin güçlü bir ilaçtır ve sigara içenler, hatta bazı bilim insanları, belli faydaları olduğunu söylerler.