| Kelime | Tür | Anlam | Eş Anlam | Zıt Anlam | Sık Kullanılan | 
|---|---|---|---|---|---|
| live | Verb | yaşamak | |||
| alive | Noun | canlı, sağ, hayatta, yaşayan, diri, hayat dolu dolu | |||
| live | Noun | canlı, hayat | |||
| liveable | Adjective | ||||
| living | Noun | yaşayan, sağ, canlı, güncel, hayat ; hayat, yaşam, yaşama, geçim, oturma | |||
| outlive | Verb | daha fazla yaşamak, daha çok dayanmak, sağ kurtulmak | |||
| live, alive, liveable, living, outlive | |||||
| Örnek Cümleler (Veri tabanına kayıtlı toplam 1252 örnek cümle bulundu.) | |||||
| 
													1 - Microbes, most of them bacteria, have populated this planet since long before animal life developed and they will outlive us. 
													
																											 
													2 - Drastic measures should be taken in economy in order to provide a liveable country no matter when an economic crisis emerges. 
													
																											 
													3 - Cities must become fully car-free in order to be liveable in the future. 
													
																											 *Cümlelerin Türkçe çevirileri bir yapay zeka uygulaması aracılığıyla elde edilmiştir! Diğer cümleleri görüntülemek için üye girişi yapınız. | |||||