launch

1 - The company successfully launched its first deep-space mission Wednesday evening, after two aborted launches in recent days.
Firma, son günlerdeki iki iptal edilen fırlatmadan sonra Çarşamba akşamı ilk derin uzay misyonunu başarıyla başlattı.

2 - Through immunization the body launches an immune response, and develops memory cells so that future encounters with the same pathogen are dealt with swiftly.
Aşılanma ile vücut bağışıklık yanıtı başlatır ve gelecekte aynı patojenle karşılaşılması durumunda hızlı bir şekilde başa çıkmak üzere hafıza hücreleri geliştirir.

3 - The company's product launches have been sporadic, with some years seeing multiple new products and others seeing none at all.
Şirketin ürün lansmanları düzensiz olmuş, bazı yıllar birçok yeni ürünü piyasaya sürmüşken diğer yıllarda hiç ürün çıkarmamış.