insist

1 - Germany's insistence on the paramount importance of EU countries sticking to the rules has irked many during the debt crisis.
Almanya'nın AB ülkelerinin kurallara bağlı kalmanın üstün önemine ısrarı, borç krizi sırasında birçok kişiyi rahatsız etti.

2 - The insistence on office work underestimates the profound impact of remote setups on boosting employee satisfaction and retention.
Ofis çalışmasında diretme, uzaktan çalışmanın çalışan memnuniyetini ve sadakatini artırmadaki derin etkisini küçümsemektedir.

3 - The firm stood firmly on its decision, despite the client’s incessant insistence on illegitimate dealings.
Şirket, müşterinin yasadışı işlemler üzerinde ısrarına rağmen, kararında kararlı kaldı.