ingrain

1 - Space camps are a response to the rapidly expanding discovery of space and to the fascination with the unknown, which is such a deeply ingrained aspect of human nature.
Uzay kampları, uzayın hızla keşfedilmesine ve insan doğasının derinlemesine kazanılmış bir yönü olan bilinmeyenle olan büyülenmeye bir cevaptır.

2 - It might well be true that sports are far more ingrained in American high schools than in other countries.
Sporların Amerikan liselerinde diğer ülkelerden çok daha yaygın olduğu doğru olabilir.

3 - Poverty remains an ingrained problem in Indonesia despite the country's success in cutting its poverty rate to a single-digit level for the first time in 2018.
Fakirlik, ülkenin yoksulluk oranını 2018'de ilk kez tek haneli seviyeye indirme başarısına rağmen, Endonezya'da kökleşmiş bir sorun olarak kalmaya devam etmektedir.