in accordance with

1 - Our daily lives are largely made up of contacts with other people, during which we are constantly making judgments of their personalities and accommodating our behaviour to them in accordance with these judgments.
Günlük yaşamlarımızın büyük bir kısmı diğer insanlarla olan temaslarla oluşturulur, bu sırada sürekli olarak kişiliklerini değerlendiriyor ve bu değerlendirmelere göre davranışlarımızı onlara uyumlu hale getiriyoruz.

2 - Northern Ireland is an integral part of the United Kingdom, but, in accordance with the provisions made in 1920 in the Government of Ireland Act, it has a semi-autonomous government.
Kuzey İrlanda, Birleşik Krallık'ın ayrılmaz bir parçasıdır, ancak 1920'de İrlanda Hükümeti Kanunu'nda belirtilen hükümlere uygun olarak yarı özerk bir hükümete sahiptir.

3 - This method will be able to be useful in the surgery, if practiced in accordance with the rules of the author.
Bu yöntem, yazarın kurallarına uygun olarak uygulandığında cerrahide faydalı olabilecek.