| Kelime | Tür | Anlam | Eş Anlam | Zıt Anlam | Sık Kullanılan |
|---|---|---|---|---|---|
| glance | Verb-Noun | göz atmak ; bakış | |||
| glance, glancing, glances, glanced | |||||
| Örnek Cümleler (Veri tabanına kayıtlı toplam 19 örnek cümle bulundu.) | |||||
|
1 - When the referee glanced at the paper this morning, he saw many grammatical mistakes.
2 - On entering a library and glancing at the books on the shelves, we cannot help being bewildered by their number and variety.
3 - His eccentric fashion sense often drew curious glances from passersby.
*Cümlelerin Türkçe çevirileri bir yapay zeka uygulaması aracılığıyla elde edilmiştir! Diğer cümleleri görüntülemek için üye girişi yapınız. |
|||||