fundamental

1 - Our government has done well to amend the constitution to bind citizens to Fundamental duties while they enjoy Fundamental Rights.
Hükümetimiz vatandaşları Temel Haklardan yararlanırken Temel Görevlere bağlamak için anayasadaki değişiklikleri başarılı bir şekilde gerçekleştirdi.

2 - Young people have a fundamentally different approach to achieving happiness compared to previous generations.
Genç insanlar mutluluğu elde etmek için önceki kuşaklarla temelde farklı bir yaklaşıma sahiptir.

3 - Intensive fossil-fuel burning and deforestation over the last two centuries have increased atmospheric CO2 levels by almost 40%, which has in turn fundamentally altered ocean chemistry by acidifying surface waters.
Son iki yüzyılda yoğun fosil yakıt yakımı ve orman tahribatı, atmosferdeki CO2 seviyelerini neredeyse %40 artırdı ve dolaylı olarak yüzey sularını asitleyerek deniz kimyasını temel bir şekilde değiştirdi.