fraction

1 - Despite substantial price cuts, sales have increased only fractionally
Büyük fiyat indirimlerine rağmen, satışlar sadece çok az arttı

2 - Apart from the certain knowledge that life exists on earth, our only definite knowledge is that, at the best, life must be limited to a tiny fraction of the universe.
Dünya'da yaşamın var olduğu kesin bilgisinden başka, tek kesin bilgimizin, en iyimser senaryoya göre, yaşamın evrendeki çok küçük bir kısmına sınırlı olması gerektiğidir.

3 - The world is teetering on the edge of a pandemic that could kill a large fraction of the human population.
Dünya, insan nüfusunun büyük bir bölümünü öldürebilecek bir pandeminin eşiğinde sallanıyor.