fortunate

1 - The rent-control laws may inhibit landlords from repairing properties is unfortunate but true.
Kira kontrol yasaları, mülk sahiplerini tadilat yapmaktan alıkoyabilir, üzücü ama gerçektir.

2 - It is unacceptable to treat others unfairly or unkindly, and it's unfortunate that some people remain unemployed despite their urgent need for work.
Diğerlerine haksız veya kaba davranmak kabul edilemezdir ve bazı insanların işe acil ihtiyaçları olmasına rağmen hala işsiz kalmaları üzücüdür.

3 - The uncomfortable seating arrangement at the conference made the whole experience rather unfortunate and felt unjust to many attendees.
Konferansta rahatsız edici oturma düzeni deneyimi oldukça talihsiz hale getirdi ve birçok katılımcıya haksızlık yapıldığı hissini uyandırdı.