Kelime | Tür | Anlam | Eş Anlam | Zıt Anlam | Sık Kullanılan |
---|---|---|---|---|---|
flourish | Verb | gelişmek | |||
flourishing | Adjective | gelişen, gelişmekte olan | |||
flourish, flourishing | |||||
Örnek Cümleler (Veri tabanına kayıtlı toplam 41 örnek cümle bulundu.) | |||||
1 - Science plays have a long history, but today they are flourishing, both in quantity and quality, as never before.
2 - Car industry had been flourishing rapidly until the government imposed a high tax on the sale of imported cars.
3 - The size of the drugs haul shows that the international trade in heroin is still flourishing.
*Cümlelerin Türkçe çevirileri bir yapay zeka uygulaması aracılığıyla elde edilmiştir! Diğer cümleleri görüntülemek için üye girişi yapınız. |