fall out with

1 - She finally decided to fall out with her business partner after repeated disagreements over the company's direction.
Sonunda şirketin yönü üzerinde tekrarlanan anlaşmazlıkların ardından iş ortağıyla aralarını açmaya karar verdi.

2 - The team's constant disagreements ultimately led them to fall out with each other, hindering their collaboration.
Ekip üyeleri arasındaki sürekli anlaşmazlıklar sonunda işbirliklerini engelledi ve birbirleriyle yollarını ayırdılar.

3 - It’s important to stand up for what you believe in, even if it means you have to fall out with some friends.
İnandığınız şeyler için tavır almak önemlidir, hatta bazı arkadaşlarınızla yollarınızı ayırmanıza sebep olabilir.