exploit

1 - The lack of jobs in this area means that the workforce is easily exploitable.
Bu alandaki işlerin eksikliği, işgücünün kolayca sömürülebilir olduğu anlamına gelir.

2 - Their theory exploits the greatest remaining mystery in climate science, the difficulty that researchers have had in predicting how clouds will change.
Teorileri, araştırmacıların bulutların nasıl değişeceğini tahmin etmede neden zorlandıkları iklim bilimindeki en büyük kalan gizemin üstesinden gelmektedir.

3 - By the early 1990s nuclear weapons could be designed, tested and maintained in complete secrecy, without having to worry about enemies exploiting information from live tests.
Erken 1990'ların başında nükleer silahlar, canlı testlerden elde edilen bilgilerin düşmanlar tarafından kullanılmasından endişe etmeden tamamen gizlice tasarlanabilir, test edilebilirdi ve bakımı yapılabilirdi.