Kelime | Tür | Anlam | Eş Anlam | Zıt Anlam | Sık Kullanılan |
---|---|---|---|---|---|
excite | Verb | heyecanlandırmak, heyecan uyandırmak, telaşlandırmak, azdırmak, tahrik etmek, kışkırtmak, uyarmak, n | |||
excitable | Adjective | telaşlı, kolay heyecanlanan, heyecanlı | |||
excited | Adjective | heyecanlı, coşkulu, heyecanlanmış, telaşlı, hararetli, uyarılmış | |||
excited about | Phrasal Verbs | heyecanlı olmak | |||
excitedly | Adverb | heyecanla | |||
excitement | Noun | heyecan, telaş, coşku, uyarma, uyarılma | |||
exciting | Adjective | heyecanlandırıcı, heyecanlı, heyecan verici, ilginç, uyarıcı | |||
excitingly | Adverb | ||||
excite, excitable, excited, excited about, excitedly, excitement, exciting, excitingly | |||||
Örnek Cümleler (Veri tabanına kayıtlı toplam 153 örnek cümle bulundu.) | |||||
1 - Glutamate is the neurotransmitter most often used by nerve cells to activate, or excite, one another.
2 - Hormones shape our bodies, make us fertile, excite our most basic urges, and as scientists have known for years, they govern the behaviors that separate men from women.
3 - Researchers were excitedly discussing the promising results of their latest experiment.
*Cümlelerin Türkçe çevirileri bir yapay zeka uygulaması aracılığıyla elde edilmiştir! Diğer cümleleri görüntülemek için üye girişi yapınız. |