elusive

1 - Although a definite cure for cancer seems as elusive as ever, scientists have produced an impressive list of things that might help prevent it: green tea, green salads, brazil nuts, spinach, kidneys, mushrooms, and even lipstick.
Kanser için kesin bir tedavi her zamanki gibi ulaşılamaz gibi görünse de, bilim insanları bunu önlemeye yardımcı olabilecek etkileyici bir liste ortaya koymuştur: yeşil çay, yeşil salatalar, bresilya fındığı, ıspanak, böbrekler, mantarlar ve hatta ruj.

2 - Hypnosis by its very nature is an elusive and problematic construct in current psychological circles.
Hipnoz, doğası gereği mevcut psikolojik çevrelerde müphem ve sorunlu bir kavramdır.

3 - Turkey offers much for the naturalist, with rich marine ecosystems, abundant birdlife, and elusive larger mammals.
Türkiye, doğal hayatçılara çok şey sunar, zengin deniz ekosistemleri, bol kuş hayatı ve ulaşılamayan büyük memeliler.