Kelime | Tür | Anlam | Eş Anlam | Zıt Anlam | Sık Kullanılan |
---|---|---|---|---|---|
distress | Verb | üzmek, acı vermek; sıkmak, endişelendirmek ; üzüntü, dert, acı, ızdırap, felâket, sıkıntı | |||
distressing | Adjective | üzücü, ızdıraplı, rahatsız edici, sıkıntı verici | |||
distress, distressing | |||||
Örnek Cümleler (Veri tabanına kayıtlı toplam 42 örnek cümle bulundu.) | |||||
1 - Most stutterers can recite poems or sing with relative ease, but normal conversation can be a distressing exercise in frustration.
2 - A nightmare is a distressing dream which usually results in an individual waking up with a feeling of terror or dread.
3 - Fatigue, or severe tiredness and exhaustion, is a distressing condition for many patients with advanced cancer.
*Cümlelerin Türkçe çevirileri bir yapay zeka uygulaması aracılığıyla elde edilmiştir! Diğer cümleleri görüntülemek için üye girişi yapınız. |