dispel

1 - To raise awareness of the importance of mental health, campaigns must be developed to dispel common misconceptions and reduce the associated stigma.
Mental sağlının önemine dikkat çekmek için kampanyalar, yaygın yanılgıları dağıtmak ve ilişkili utanç duygusunu azaltmak amacıyla geliştirilmelidir.

2 - It is commonly believed that engaging with educational content can dispel myths and promote critical thinking.
Eğitim içeriği ile etkileşimde bulunmanın mitleri dağıtabileceği ve eleştirel düşünmeyi teşvik edebileceği yaygın olarak inanılmaktadır.

3 - The scientific community published a comprehensive review to dispel persistent pseudo-scientific claims about the vaccine's efficacy.
Bilimsel topluluk, aşının etkinliği ile ilgili süregelen sahte bilimsel iddiaları dağıtmak için kapsamlı bir inceleme yayınladı.