devoid

1 - The dry valleys of Antarctica appear to be devoid of life, but digging in the ground reveals a startling discovery -- roundworms, which tell the tale of climate change.
Antarktika'nın kuru vadileri yaşamdan yoksun gibi görünse de, yer altında kazı yapıldığında şaşırtıcı bir keşif ortaya çıkar - iklim değişikliğinin hikayesini anlatan yuvarlak solucanlar.

2 - Weather satellites provide a wealth of data, particularly for regions devoid of surface-based measurements.
Hava uyduları, özellikle yüzey tabanlı ölçümlerden yoksun bölgeler için zengin veri sağlar.

3 - The commodification of knowledge has turned universities into marketplaces, students into customers, and learning into a transaction devoid of transformation.
Bilginin ticarileştirilmesi üniversiteleri pazar yerlerine, öğrencileri müşterilere ve öğrenmeyi dönüşümden yoksun bir işleme dönüştürmüştür.