| Kelime | Tür | Anlam | Eş Anlam | Zıt Anlam | Sık Kullanılan | 
|---|---|---|---|---|---|
| delinquent | Adjective | kabahatli kimse, suçlu; ihmalkâr kimse ; hatalı, suçlu, ihmali olan | |||
| delinquency | Noun | hata, kabahat, suç, suçluluk; ihmal; kötüye kullanma | |||
| delinquent, delinquency | |||||
| Örnek Cümleler (Veri tabanına kayıtlı toplam 4 örnek cümle bulundu.) | |||||
| 
		                                												 
													1 - There is a high rate of juvenile delinquency in this area. 
													
																											 
													2 - Exposure to lead in drinking water, especially from private wells, during early childhood is associated with an increased risk of being reported for delinquency during teenage years. 
													
																											 
													3 - During the debate, he stated unequivocally that the policy to dismantle the welfare system was deplorable and would lead to increased delinquency. 
													
																											 *Cümlelerin Türkçe çevirileri bir yapay zeka uygulaması aracılığıyla elde edilmiştir! Diğer cümleleri görüntülemek için üye girişi yapınız.  | 
		                            |||||