Kelime | Tür | Anlam | Eş Anlam | Zıt Anlam | Sık Kullanılan |
---|---|---|---|---|---|
daunt | Verb | yıldırmak, cesaretini kırmak, gözünü korkutmak, korkutmak | |||
daunted | Adjective | yılgın | |||
daunting | Adjective | korkutucu, ürkütücü | |||
dauntless | Adjective | azimli, cesur, korkusuz, yılmaz | |||
daunt, daunted, daunting, dauntless | |||||
Örnek Cümleler (Veri tabanına kayıtlı toplam 60 örnek cümle bulundu.) | |||||
1 - In spite of the scale of the famine, the relief workers struggled on with dauntless optimism and commitment.
2 - Many writers undertaking a research degree feel daunted by the idea of writing in an "academic style".
3 - The government now faces the daunting task of restructuring the entire health service.
*Cümlelerin Türkçe çevirileri bir yapay zeka uygulaması aracılığıyla elde edilmiştir! Diğer cümleleri görüntülemek için üye girişi yapınız. |