confront

1 - Humanities and arts research, driven by social justice, often confronts commercial interests, highlighting the tension between profit and public good.
Sosyal adalete dayalı olarak ilerleyen insan ve sanat araştırmaları, genellikle ticari çıkarlarla karşı karşıya gelir ve kâr ile kamu yararı arasındaki gerilimi vurgular.

2 - As the fashion industry confronts sustainability and environmental challenges, designers are exploring innovative ways to reduce waste and minimize their ecological footprint.
Moda endüstrisi sürdürülebilirlik ve çevresel zorluklarla karşı karşıya kaldıkça, tasarımcılar atıkları azaltmanın ve ekolojik ayak izlerini en aza indirmenin yenilikçi yollarını keşfediyorlar.

3 - The King made major concession to end the confrontation with his people.
Kral, halkıyla yaşanan çatışmayı sona erdirmek için büyük tavizlerde bulundu.