concede

1 - Conceding that unemployment will get worse before it gets better, President Obama yesterday unveiled a $12 billion plan to help community colleges prepare millions of people for a new generation of jobs.
İlk cümle: İşsizliğin daha iyi olmadan kötüleşeceğini kabul ederek, Başkan Obama dün, milyonlarca insanı yeni nesil işler için hazırlamak için 12 milyar dolarlık bir plan açıkladı.

2 - Although disappointed by the latest results, AIDS researchers have not conceded defeat.
En sonuçlardan hayal kırıklığı yaşasalar da AIDS araştırmacıları yenilgiyi kabul etmediler.

3 - She conceded, albeit reluctantly, that her initial argument was based more on personal bias than actual facts, prompting a shift in the debate's tone.
Başlangıçtaki iddiasının gerçeklerden ziyade kişisel önyargılara dayandığını istemeyerek de olsa kabul etti ve bu da tartışmanın tonunun değişmesine yol açtı.