Kelime | Tür | Anlam | Eş Anlam | Zıt Anlam | Sık Kullanılan |
---|---|---|---|---|---|
cease | Verb | durmak, kesmek ; durma, kesme | to stop, to halt ; stop, halt, break | ||
cease fire | Noun | ateşkes | |||
ceaseless | Adjective | aralıksız sürekli, durmaksızın | unending | ||
ceaselessly | Adverb | ||||
cessation | Noun | kesilme, durma, ara | stopping, ceasing | ||
unceasingly | Adverb | durmaksızın | |||
cease, ceasing, ceases, ceased, cease fire, ceaseless, ceaselessly, cessation, unceasingly | |||||
Örnek Cümleler (Veri tabanına kayıtlı toplam 34 örnek cümle bulundu.) | |||||
1 - All day and night unceasingly fell the rain.
2 - The administration in the country is working ceaselessly to eradicate the root cause of poverty.
3 - The scientist had a ceaseless yearning to understand the mysteries of the universe, driving him to spend long nights gazing at the stars.
*Cümlelerin Türkçe çevirileri bir yapay zeka uygulaması aracılığıyla elde edilmiştir! Diğer cümleleri görüntülemek için üye girişi yapınız. |