bounty

1 - During the early decades of the Industrial Revolution, technology in Britain was developed by new industrial requirements, while in France it was checked not only by government interference but also by the bounty of its sources.
Sanayi Devrimi'nin erken on yıllarında, İngiltere'deki teknoloji yeni endüstriyel gereksinimler doğrultusunda geliştirilirken, Fransa'da sadece hükümet müdahalesi değil, aynı zamanda kaynaklarının cömertliği tarafından da sınırlandı.

2 - Until fairly recently, we viewed the ocean as a bountiful, virtually limitless resource, and we have harvested the ocean heavily and used it as a dumping ground for wastes.
Nispeten yakın zamana kadar okyanusu verimli, neredeyse sınırsız bir kaynak olarak gördük ve okyanusu ağır bir şekilde sömürdük ve atıklar için bir çöplük olarak kullandık.

3 - In the agricultural sector, efficient use of resources is necessary to yield a bountiful harvest.
Tarım sektöründe, verimli kaynak kullanımı büyük bir hasat elde etmek için gereklidir.