Kelime | Tür | Anlam | Eş Anlam | Zıt Anlam | Sık Kullanılan |
---|---|---|---|---|---|
bother | Verb | sıkmak, üzülmek, rahatsız etmek | |||
bother | Noun | sıkıntı, dert | |||
bother | |||||
Örnek Cümleler (Veri tabanına kayıtlı toplam 7 örnek cümle bulundu.) | |||||
1 - Indoor air pollutants that may not bother you in the warmer months can accumulate in the winter and deplete air quality.
2 - For decades, the central bank didn't bother to explain what it was doing or why.
3 - Diplomatic immunity covers parking tickets, so diplomats don't bother to pay them.
*Cümlelerin Türkçe çevirileri bir yapay zeka uygulaması aracılığıyla elde edilmiştir! Diğer cümleleri görüntülemek için üye girişi yapınız. |