bad at

1 - At his grammar school he is remembered for being bad at games but good in debates.
Gramer okulunda oyunlarda kötü olmasına rağmen tartışmalarda iyi olduğu hatırlanıyor.

2 - While multitasking may seem like a great way to get a lot done quickly, it turns out that people are actually rather bad at it.
Birden çok işi aynı anda yapmak hızlıca çok şey başarmak için harika bir yol gibi görünse de insanların aslında bunda oldukça kötü oldukları ortaya çıkmıştır

3 - The young artist felt incredibly bad at public speaking, often becoming nervous and losing his train of thought during presentations.
Genç sanatçı, genellikle sunum sırasında heyecanlanıp düşüncelerini kaybederek kamuya açık konuşmada kendini inanılmaz kötü hissederdi.