Kelime | Tür | Anlam | Eş Anlam | Zıt Anlam | Sık Kullanılan |
---|---|---|---|---|---|
ascertain | Verb | emin olmak, ortaya çıkarmak | |||
ascertainable | Adjective | araştırılabilir, bulunabilir, anlaması mümkün | |||
ascertainably | Adverb | ||||
ascertainment | Noun | aslını anlama, ortaya çıkarma, bulma, araştırma, soruşturma, tahkik | |||
ascertain, ascertained, ascertaining, ascertains, ascertainable, ascertainably, ascertainment | |||||
Örnek Cümleler (Veri tabanına kayıtlı toplam 44 örnek cümle bulundu.) | |||||
1 - Once they had ascertained that he was not a spy, they agreed to release him.
2 - Geologists have ascertained that the quantity of oil on earth is finite and may be exhausted by unrestricted pumping.
3 - Ascertaining the exact cause of the symptoms required a comprehensive metabolic panel.
*Cümlelerin Türkçe çevirileri bir yapay zeka uygulaması aracılığıyla elde edilmiştir! Diğer cümleleri görüntülemek için üye girişi yapınız. |