anticipate

1 - Just as a master chess player anticipates their opponent's moves several steps in advance, successful business leaders must strategically plan their actions in consideration of potential market fluctuations.
Birinci sınıf satranç oyuncusunun rakibinin hamlelerini önceden birkaç adım öngörmesi gibi, başarılı iş liderleri de potansiyel pazar değişikliklerini düşünerek stratejik planlamalarını yapmalıdırlar.

2 - Investors were storing up a lot of cash in anticipation of disaster.
Yatırımcılar, bir felaket beklentisiyle bir sürü nakit biriktiriyordu.

3 - Satellite-based sensors are helping scientists keep a closer eye on the glaciers at Europe's mountains, improving anticipation of destructive avalanches and flooding.
Uydu tabanlı sensörler, Avrupa'nın dağlarındaki buzulları daha yakından izlemeye yardımcı olarak yıkıcı çığlar ve sellerin önceden tahmin edilmesine yardımcı oluyor.