aim

1 - It was stressed that current efforts aiming at strengthening the efficiency of our justice system, starting from preliminary investigation, are of critical importance to the advancement or our society.
Adalet sistemimizin etkinliğini güçlendirmeye yönelik mevcut çabaların, önyargılı araştırmadan başlayarak toplumumuzun ilerlemesi açısından kritik öneme sahip olduğu vurgulandı.

2 - The city's board of supervisors tentatively approved the labels last week, aiming to alert consumers about the health dangers of sugary drinks.
Şehrin denetim kurulu, geçen hafta şekerli içeceklerin sağlık riskleri konusunda tüketicileri uyarmayı amaçlayarak etiketleri geçici olarak onayladı.

3 - One of the investigators is preparing the necessary documents for the project aiming at finding out the real reasons for the soil erosion in the vicinity at the moment.
Araştırmacılardan biri, şu anda çevredeki toprak erozyonunun gerçek nedenlerini bulmayı amaçlayan projeye yönelik gerekli belgeleri hazırlıyor.