agree

1 - Disagreement is not a threat to democracy; the inability to disagree constructively is.
Anlaşmazlık demokrasiye tehdit oluşturmaz; anlaşmazlığı yapıcı bir şekilde ifade edememek tehdit oluşturur.

2 - Although most scientists agree that our planet will continue to warm, they disagree over how rapidly the warming will proceed.
Çoğu bilim insanı, gezegenimizin ısınmaya devam edeceği konusunda hemfikir olsa da, ısınmanın ne kadar hızlı ilerleyeceği konusunda fikir ayrılığına düşmektedir.

3 - Under the agreement, both ministries will appoint two commissions each: one will compile a list of ownership claims; the other will arbitrate in cases of disagreement.
Anlaşma uyarınca her iki bakanlık da iki komisyon atayacak: biri mülkiyet talepleri listesini derleyecek; diğeri anlaşmazlık durumlarında arabuluculuk yapacak.