Kelime | Tür | Anlam | Eş Anlam | Zıt Anlam | Sık Kullanılan |
---|---|---|---|---|---|
age | Verb | yaşlanmak ; yaş | |||
ageing | Noun | yaşlanma, ihtiyarlama ; eskime | |||
age, aged, ageing | |||||
Örnek Cümleler (Veri tabanına kayıtlı toplam 831 örnek cümle bulundu.) | |||||
1 - The ageing of population, also known as 'demographic ageing', is a term used to describe shifts in the age distribution of a population from the young towards people of older ages.
2 - People aged 70 typically know more about the world than those aged 20.
3 - Very simply, if you wish to be your biological age, it is vital to avoid or counteract the factors contributing to extrinsic ageing as much as possible.
*Cümlelerin Türkçe çevirileri bir yapay zeka uygulaması aracılığıyla elde edilmiştir! Diğer cümleleri görüntülemek için üye girişi yapınız. |