affinity

1 - We often assume that young people have a natural affinity to new media like video games and the Internet, and that learning how to use these technologies is effortless for them.
Gençlerin video oyunları ve İnternet gibi yeni medyaya doğal bir eğilimleri olduğunu ve bu teknolojileri kullanmayı öğrenmenin onlar için kolay olduğunu sıkça varsayarız.

2 - As World Cup fever grips the globe, psychologists are asking if football fans feel more affinity with their team if they are winning.
Dünya Kupası heyecanı dünyayı sardığında, psikologlar futbol taraftarlarının takımlarına eğer kazanıyorlarsa daha fazla bağlılık hissedip hissetmediklerini sormaktalar.

3 - He had an affinity for marijuana, which he started using as a teen.
O, gençlik yıllarında kullanmaya başladığı bir türk olan marijuananın bir eğilimi vardı.