affect

1 - No corner of the earth is safe from the presence of fast food and no aspect of life is unaffected.
Dünyanın hiçbir köşesi hızlı yiyeceklerin varlığından güvenli değil ve hayatın hiçbir yönü etkilenmiyor.

2 - US researcher have found that young children whose lungs are highly sensitive to cold air are more than twice as likely to develop asthma in early adulthood as children whose lungs are unaffected by cold air.
ABD'li araştırmacılar, soğuk havaya oldukça duyarlı olan genç çocukların, soğuk havadan etkilenmeyen çocuklara göre erken yetişkinlikte astım geliştirme olasılığının iki katı fazla olduğunu bulmuşlardır.

3 - The company has been largely unaffected by the downturn in the economy.
Şirket, ekonomideki durgunluktan büyük ölçüde etkilenmemiştir.