| Kelime | Tür | Anlam | Eş Anlam | Zıt Anlam | Sık Kullanılan |
|---|---|---|---|---|---|
| able | Adjective | muktedir, gücü yeten, güçlü, yetenekli | capable, competent, skillful | unable, disabled | |
| ability | Noun | yetenek | capability, talent, skill, competence | ||
| ably | Adverb | becerikli bir şekilde | skilfully; competently | ||
| capable | Adjective | kabiliyetli, ehliyetli, yetenekli | |||
| disability | Noun | sakatlık, yetersizlik | |||
| disable | Verb | sakatlamak, ehliyetini almak, kullanılmaz hale sokmak, hizmet dışı bırakmak | |||
| disabled | Adjective | etkisiz kılmak, etkisiz kılınmış, sakat | |||
| enable | Verb | muktedir kılmak, imkan vermek | disable | ||
| inability | Noun | yetersizlik, yeneneksizlik | |||
| unable | Adjective | incapable | |||
| able, ability, ably, capable, disability, disable, disabled, enable, inability, unable | |||||
| Örnek Cümleler (Veri tabanına kayıtlı toplam 2824 örnek cümle bulundu.) | |||||
|
1 - In order to be eligible for disability benefits, individuals must meet certain medical and financial criteria and be unable to work due to a disability.
2 - The pain of a migraine headache can virtually disable a person who suffers from it.
3 - Antibiotics are drugs that disable or kill infectious microorganisms.
*Cümlelerin Türkçe çevirileri bir yapay zeka uygulaması aracılığıyla elde edilmiştir! Diğer cümleleri görüntülemek için üye girişi yapınız. |
|||||