Kelime | Tür | Anlam | Eş Anlam | Zıt Anlam | Sık Kullanılan |
---|---|---|---|---|---|
able | Adjective | muktedir, gücü yeten, güçlü, yetenekli | capable, competent, skillful | unable, disabled | |
ability | Noun | yetenek | capability, talent, skill, competence | ||
ably | Adverb | becerikli bir şekilde | skilfully; competently | ||
capable | Adjective | kabiliyetli, ehliyetli, yetenekli | |||
disability | Noun | sakatlık, yetersizlik | |||
disable | Verb | sakatlamak, ehliyetini almak, kullanılmaz hale sokmak, hizmet dışı bırakmak | |||
disabled | Adjective | etkisiz kılmak, etkisiz kılınmış, sakat | |||
enable | Verb | muktedir kılmak, imkan vermek | disable | ||
inability | Noun | yetersizlik, yeneneksizlik | |||
able, ability, ably, capable, disability, disable, disabled, enable, inability | |||||
Örnek Cümleler (Veri tabanına kayıtlı toplam 2147 örnek cümle bulundu.) | |||||
1 - Completing a sudoku puzzle requires patience and logical ability and has been proven to slow the onset of dementia 2 - Taronga's newly developed Main Entrance Plaza is a free access area where you can plan your Zoo adventure or get a taste of this famous Zoo even if you are only able to stay for a short visit. 3 - The U.S. government provides additional benefits for disabled individuals beyond Social Security programs. Diğer cümleleri görüntülemek için üye girişi yapınız. |